Ayhan ATASOY

S.M.Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi & Bilirkişi

Yılmaz Özdil
Hayırlı sabah’lar
24/01/2012

Sene 1915. Çanakkale.

Tarih böyle kapışma görmemiş, kan gövdeyi götürüyor, boğaz’ın suları kırmızı, sağanak çelik yağıyor, mermiler havada çarpışıyor, birbirine kaynıyor. “Geçerim” diyen arkadaşların kaybı, 200 bini aşmış... “Geç de görelim” diyen dedelerimizin kaybı, 250 binin üstünde.

Bu tarifi imkânsız kıyıma rağmen, majestelerinin hükümeti gidişattan memnun. Çünkü gerçeği bilmiyor. İngiliz cephe komutanı, ha bire “vaziyet gayet iyi, bugün yarın geçeriz” raporları gönderiyor. Londra da keyifle viski yudumluyor, ha bugün geçilecek, ha yarın.

O sırada genç bi gazeteci var orada. Avustralyalı. Melbourne Age’in muhabiri. Görüyor ki, durum kel... Hadise, hiç de İngiliz komutanın müjdelediği gibi değil. Türkler kafaya koymuş, kuru ekmek yiyor, bulursa üzüm hoşafı içiyor, şakır şakır düşüyor ama, bana mısın demiyor, geçirmiyor. Avustralyalı olduğu için özellikle dikkatini çeken bi konu daha var... İngiliz subaylar klasik müzik eşliğinde şampanya patlatırken, Anzaklar bozuk para gibi harcanıyor. En son iki tabur Anzak sürüyorlar, Türklerin bu iki taburu yok etmesi iki saat bile sürmüyor.

Üstelik, müthiş sansür
var. Yazdığı haberler, asker mektubu misali, İngilizler tarafından ya makaslanıyor ya da komple hasır altı ediliyor. Bakıyor, olacak gibi değil, sarılıyor kaleme, gerçekleri
tüm çıplaklığıyla anlattığı,
sekiz bin kelimeden oluşan, Gelibolu Mektubu’nu yazıyor. Baskıdan sıyrılmak için, Avustralya Başbakanı’na
gizlice, elden ulaştırıyor.

Özeti şu:
“Çanakkale geçilemez.
Hemen çekilin.”

Avustralya Başbakanı mektubu okuyor, gözlerine inanamıyor, bi daha okuyor, acilen ve yine elden, İngiltere Başbakanı’na ulaştırıyor. İngiltere Başbakanı, mektubu okuyor, acilen Savaş Kabinesi’ni topluyor, orada, hepsinin yüzüne karşı, yüksek sesle bir daha okuyor. Derin sessizliğin ardından, derhal ve gizlice araştırma kararı çıkıyor. Araştırılıyor. Yazılanlar doğru. Hatta az bile yazılmış... “İşler ayna” denirken, “aynalı çarşı” olmuşlar, haberleri yok. Cephedeki komutanın, poposunu kurtarmak için palavra attığı anlaşılıyor. Görevden alınıyor.

Ve, Çanakkale’den
apar topar çekiliyorlar!

Yazdığı mektupla, imkânsız zaferi boşu boşuna bekleyenleri uyandıran, savaşın sona ermesini sağlayan, on binlerce ekstra can’ı pisi pisine ölümden kurtaran genç gazeteci, Avustralya’da kahraman gibi karşılanıyor. “Sir” unvanı veriliyor. E tabii kapılar ardına kadar açılıyor... Savaşa “muhabir” olarak giden gazeteci, savaştan sonra “gazete patronu” oluyor.

Sene 1952.
Çanakkale’de savaşın
kaderini değiştiren “sir” vefat ediyor. Bi oğlu var... Henüz
21 yaşında. İş başa düşüyor, kolları sıvıyor, babasının gazetesinin direksiyonuna geçiyor. Çalışıyor, didiniyor, büyütüyor, Avustralya’ya sığamaz oluyor. ABD’ye sıçrıyor, Avrupa’ya el atıyor.

Bugün, 81 yaşında.
Dünya medya imparatoru.

75 televizyon kanal ,

175 gazetesi var. 600 milyon izleyiciye, 12 milyon okura hitap ediyor.

2006.

Taaa 91 sene sonra, her şeyin başladığı yere... Aile servetinin kökeni olan mübarek topraklara geldi, bastı parayı, adında “Türkiye” bulunan televizyonu çatır çatır satın aldı.

Sene 2012.

Dün öğrendik ki, hükümetimiz tarafından el konulan, bilahare, Başbakanımızın damadının siyo olduğu şirkete verilen, Sabah-atv’ye talip olmuş, 1 milyar dolar filan veririm demiş.

Alır, almaz...

Orasını bilemem.

Ama en azından, Çanakkale’nin “şarapnelle” geçilemeyeceğini dünyada ilk anlayan babanın oğlu... Çanakkale’nin nasıl geçileceğini dünyaya bir kez daha göstermiş oldu: “Papelle!”

Yılmaz ÖZDİL

yozdil@hurriyet.com.tr

24 Ocak 2012



864 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

NEŞET ERTAŞ - 26/09/2012
Hep dinledik onu ... Ama, türkülerini dinledik. Ne dediğine kulak vermedik. Söz'lerini dinlemedik.
Necdet Bey... - 24/04/2012
Orgeneral Necdet Özel’e iletilmesi ricasıyla, Genelkurmay Başkanlığı, Çankaya, Ankara
28 Şubat - 06/03/2012
Aslında her şey... Sezar’ın başının altından çıktı.
a be kozi sarkozi acemisin acemi... - 01/03/2012
Mösyö Sarkozi... En çok oyu ben aldığıma göre, memleket de benim zannetseydi...
Fotoğraf - 24/02/2012
Herkes bu fotoğrafı yazıyor.
Vatana millete zararl çocuk! - 22/02/2012
Öğretmenleri, polise dövdürüyorlar... Genetik test yapılsın, vatana millete zararlı çocuk doğar doğmaz öldürülsün diyen adam “ilkokul müdürü” yapıp, “polis” seminerine davet etmişler!
Bizim Alcatraz - 18/02/2012
Ulucanlar, müze oldu. Deniz orada yatmıştı. Yusuf, Hüseyin... Orada asıldılar. Bülent Ecevit, Muhsin Yazıcıoğlu orada yattılar,
Futbolun adaleti yok - 15/02/2012
“Hatunspor” adıyla futbol kulübü var, amatör kümede. Futbolcular erkek. * “Düğünspor” var. “Alyansspor” var. Netice itibariyle... “Gerdek”hisarspor var. * “Yalak”derespor var... Türk basınının en sevdiği takım.
MİTçileri sigaya çekmeye kalkışan Savcı Sarıkaya görevden alındı - 14/02/2012
Adalet Bakanı Sadullah Ergin isyan etti, Savcı Sarıkaya’nın görevden alınmasının hukuka uygun olmadığını belirterek, karanlık güçlerin davayı yönlendirmeye çalıştığını öne sürdü.
 Devamı